5 Ağustos 2008 Salı

BİR GARİP HİKAYE

Yüzlerce yıl geçti derd’ü figanla,
Garibi yerlere çalan çalana.
Yırtıldı gökyüzü yırtıldı toprak,
Ağlayıp göz yaşın silen silene.

Ferhat’ın gürzünü gözümle gördüm,
Mecnunun aşkını Leyla’ya verdim.
Kerem’i bir akşam aslı’dan sordum.
Derdinden kahrolup ölen ölene.

Yusuf züleyha’yı çöllerde bulmuş.
Yunus mevlayı güllerde bulmuş.
Veysel kendisini tellerde bulmuş.
Dertli dertli vurup çalan çalana .

Eyyüb kırk yıl kaldı derdin içinde,
Mansur dar ağacı gördü saçında.
Mananın tümünde, madde hiçinde.
Özüne çileyi alan alana.

Mazlumca boynunu bükenler bilir.
Ateşi gözünden dökenler bilir.
Demişler ki “derdi çekenler bilir”
Rahman gönlünde bulan bulana.

Ben yer bulamadım kendi gönlüme.
Muhannet çok ağır çöktü dalıma.
İsmail misali bakıp ölüme,
Tebessüm ederek gülen gülene.
11 Ekim 1989